House M.D. 2. Sezon 22. Bölüm

* Tonic-clonic seizure : Tonik-klonik nöbetler, iki aşamalı genel kasılmalı nöbetlerdir. Tonik aşamada hastanın bilinci kaybolur ve düşer. Vücudu katılaşmıştır, kolları ve bacakları uzanmak istermiş gibi sabit biçimde kasılır. Klonik aşamada ise, kollar ve bacaklarda silkinmeler tarzında kasılmalar ortaya çıkar. Kasılmalar bittikten sonra bilinç yavaş yavaş geri dönmeye başlar.

* Lobotomy : Tam adıyla prefrontal lobotomi olarak bilinen cerrahi girişim; beynin alın (frontal) lobunun akmaddesindeki sinir lifleri kesilerek uygulanır.

* Polyarteritis nodosa: Periferik nöropati ve böbrek tutulumu sık olan bir orta damar vaskülitidir. Damarlarda anjioda tespit edilebilen mikro anevrizmalar yapması tipiktir. Böbrek atardamarı tıkanıklığı, mezenterik arter iskemisi, koroner arter tutuluşu sonucu myokard enfarktüsü, hepatik arter tutuluşu yapabilir. Bu hastalarda Hepatit B pozitifliği yüksektir. Hastaların en sık yakınmaları; kilo kaybı, halsizlik ve muayenede livedo retikülaris saptanmasıdır.

* Streptococcus: Streptococcaceae ailesinde yer alan gram-pozitif, yuvarlak şekilli, fakültatif anaerop, katalaz negatif, sporsuz ve hareketsiz bakterilerdir. Sabit bir çizgi üzerinde çoğaldıkları için ikili ya da zincir şeklinde görülürler. Anilin boyalarıyla kolaylıkla boyanabilirler. Kan ve serumla zenginleştirilmiş katı besiyerlerinde (kanlı agar, serumlu agar) ürerler.

* Vasoconstriction: Kan damarlan duvarında bulunan düz kasların kasılmasıyla damar boşluğunun daralmasıdır.

* Extraction : Ekstraksiyon, bir çözelti ya da süspansiyon içindeki bileşenlerin çözünürlük farkı prensibinden yararlanılarak birbirinden ayrılması işlemidir. Kimyada bilinenin aksine bir saflaştırma değil ayırma yöntemi olarak kullanılır.

* Angiogram : Anjiyogram, kan damarlarının içinin röntgen filmleridir. Doktorlar, boyayı bir atardamar içerisine vermek için bir kateter kullanır.

* Lorazepam : Konversiyon bozukluğu olan hastalarda eğer belirti olarak epilepsi hastaları gibi nöbet geçirme, kasılma ve bilinç kaybı hadiseleri var ise nöbetlerin sürelerinin kısaltılması için kullanılır.

* Subarachnoid bleed: Subaraknoidal boşluğa, arter ya da ven'in yırtılması sonucu, kan sızmasıyla meydana gelen tablo "subaraknoidal kanama" olarak adlandırılır. Subaraknoidal boşluk veya aralık ise beyinin en dışını saran pia mater adı verilen çok ince zar ile bu tabakanın üzerindeki zar olan arachnoidea arasında kalan mesafedir. Subaraknoidal kanamalar çok değişik nedenlerle meydana gelirse de en sık nedeni anevrizmalardır.

* Pro-Time: Protrombin zamanı, pıhtılaşmanın ortak ve ekstrinsik yolunu değerlendirmede kullanılan bir testtir. Bu testte plazmaya kalsiyum ve doku faktörü eklenerek, ekstrinsik yoldan fibrin pıhtısı oluşana dek geçen süre ölçülür.

* Detoxification: Alkol gibi bir maddenin vücuttan temizlenmesi sürecidir.

* Phenobarbital: Fenobarbital, Luminal olarak da adlandırılan bir barbitürattır. Barbitürik asit türevi bir hipnotik ilaç etken maddesidir. Acı tatlıdır. Vücuttan atılması zor olduğundan böbreklerde birikme sakıncası vardır.

* Myelomatous: Miyelomatozda plazma hücreleri özgün yapılarını yitirerek aşırı çoğalan kötü huylu tümörlere dönüşür. Hücre çoğalması kemik iliğinde gerçekleşir.

* Wernicke's aphasia: Nöral konuşma bozukluklarından biridir. Serebral hemisfer lezyonu sonucu wernicke merkezinin zarar görmesi nedeniyle meydana gelir. Hasta konuşur ancak anlamsız cümleler kurar, ne söylediği anlaşılmaz.

* Pellagra : Bir deri hastalığıdır. Derinin açık kısımlarında eritemli döküntüler, sinir ve mide ağrılarıyla kendini belli eden vitaminsizlikten ileri gelen hastalıktır. İlkbahar ve yaz aylarında ortaya çıkar güneş ışığını gördüğü için b3 vitamini ile tedavi edilir.

* Polystyrene : Polistiren, monomer haldeki stirenden polimerizasyon ile üretilen bir polimerdir. Oda sıcaklığında, polistiren katı halde bir termoplastiktir, fakat enjeksiyon veya ekstrüzyon yolu ile işlenirken yüksek sıcaklıklarda eriyik hale getirilir. Daha sonra soğutularak tekrar katılaşması sağlanır.

* Celiac disease : Çölyak hastalığı bağırsaklardaki sindirimi sağlayan villüs denilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir sindirim hastalığıdır.

* Villi: Villüs, ince bağırsağın iç yüzeyinde bulunan ince kılcıklardır. İnce bağırsaklarda yer alan villüs adı verilen yapılar, besinlerin emilim ile kana geçmesini sağlar. Bu kılcıklar sayesinde öğütülmüş olarak gelen besinlerin faydalı kısımları emilerek kana karıştırılır ve villüs bir çeşit tüydür.