Sense8

Çok özel ve bambaşka bir yapım, çok eğlenceli, heyecan verici ve inanılmaz bir tema… Sekiz ayrı insanın birbirlerinin yeteneklerini kullanabilmeleri, birbirlerinin hissettiklerini hissedebilmeleri, hatta sanki oymuş gibi deneyimleyebilmeleri, onların gördüklerini görebilmeleri çok ufuk açıcı ve senaryoyu hiç olmadığı kadar genişleten, zengin bir konsept. Her karakteri, hatta onların yakınlarında olan sevdiklerini bile ayrı ayrı ve tek tek sevme ve bağ kurma potansiyeline sahip… Elbette benim hissettiğim ve algıladığım gibi hissetmeyecek birçoğunuz çünkü bunun mümkün olması ve bir yapımda hissettiklerinizin ne olduğu; kendi algınız ve altyapınız, önem ve öncelik verdikleriniz değerlerinize bağlıdır. Ama eğer bu dizinin frekansına girebilirseniz ve vermek istediklerini alabilir ve hissedebilirseniz, eminim ki sizin için de çok özel ve bambaşka bir deneyim olacaktır. Akıl uçuran bir bilim kurgu, gözünüzden yaş akıtan dokunaklı bir duygusallık, kalbinizi çarptıran bir tempo, heyecanlı bir macera, çok etkileyici bir kareografi, benzersiz kurgu ve harika bir senaryo. Hepsi bir arada. Çok eğlenceli demiştim değil mi?

Matrix ve Babylon 5’ın yapımcıları olan Wachowski Kardeşler’in elinden çıkmış bu ayrıcalıklı ve özel yapım. Bu kardeşlerin ikisi de trans kadınlar olmuşlar daha sonraları. Dolayısıyla bu yeni cinsel kimlikleriyle toplumda kabul görme sorunlarını ve diğer eşcinsel vs. bireylerin yaşadıkları kabul sorunlarıyla birlikte dokunaklı bir şekilde ele alma derdine düşmüşler. Dizide bu tema yoğun olarak işleniyor.

Dizi hem ele aldığı tema ve bunu işleme şekli, hem dokunaklı duygusallığı, hem de yoğun macera duygusunu müthiş oyuncularla, harika bir senaryoyla önünüze koymasıyla emsalsiz. Başyapıt kelimesini hak edecek düzeyde kaliteli. Bu anlamda çok özel ve ayrıcalıklı, inanılmaz ve harika, benzersiz bir yapım kesinlikle. Dizinin ustalıkla anlattığı o kadar kıymetli değerler var ki. Sevgi, iyilik, idealistlik, hoşgörü ve evrensel bir şekilde bir olma ve birbirini kabul edip bağ kurma üzerine belki de en başarılı yapımlardan biri.

Şunu özellikle ifade etmek gerekiyor. Bir yapımdaki sadece bir unsura odaklanıp, sanki kayda değer ve kıymetli başka hiçbir şey yokmuş gibi, diğer yönlerini göz ardı etmek çok hatalı bir yaklaşım olur. İyi şeylerden iyi istifade etmeyi bilebilmek gerek. Bu yapım için de söz konusu olan bir nokta bu. Şahsen eşcinselliğe inancım gereği hoş bakmıyor ve tasvip etmiyorum fakat elbette onlara karşı fiziksel ve psikolojik şiddeti ve tahammülsüz müdahale ve tacizi de yine aynı şekilde asla kabul etmiyorum. Ki zaten bazı fizyolojik nedenlerle çift cinsiyet vs olanların durumu zaten isteğe bağlı eşcinsellikten apayrı bir durum.

Fakat evet, dizide yoğun ve temel konsept ve mesaj olarak bir Lgbt propagandası mevcut, tasvip ve kabul etmediğimiz tarzda normal ve güzel gösterme çabası var ve bu hiç görülmemiş en tepe düzeyde. Fakat asla bundan ibaret değil, buna bakarak çöpe atma sığlığını asla hak etmiyor. Aslında güzel göstermeye çalıştığı şeyler de özünde zaten güzel ve anlamlı olan şeyler. Sadece yönü saptırılmış ve çarpıtılmış şeylerle karışık olarak servis edilmesi sorun. Ve siz bu karışımın içinden gerçek güzeli ve doğruyu, anlamlı olanı ayırıp, iyiyi seçip güzel şekilde yararlanabilirseniz sorun olmayacaktır.