Paul Pennyfeather, 1920’li yıllarda Oxford Üniversitesi’nde eğitim gören bir gençtir. Geleceği parlak bir rahip adayıdır. Bir gün üniversitedeki The Bollinger Club öğrencileri tarafından acımasız bir şakaya maruz kalır. Kalabalık grup tarafından bütün kıyafetleri çıkarılır ve çırılçıplak kalır. Üniversitenin avlusundan bu haliyle koşarak uzaklaşır. Ertesi gün kurul kararını verir. Paul Pennyfeather’ın işlediği yüz kızartıcı bir suçtur. Üniversiteden uzaklaştırılması kabul edilir. Gelecek hayalleri suya düşen Paul iş aramaya başlar. İş bulma kurumu aracılığıyla Galler’deki bir okula yönlendirilir. Artık öğretmenlik yapma zamanı gelmiştir. Ancak okul yönetimi ve öğrencileri oldukça tuhaf kişilerden oluşmaktadır.